14 Ağustos 2014 Perşembe

Muayenehane

Mert KAZANDI Muayenehane;

Adres: İslam Kerimov cad. Sunucu Plaza İş Merkezi No:1
Martı Tower K:12 D:1028-1209 Bayraklı-İZMİR

Telefon: 0232-388 12 81
Fax: 0232-486 06 78
Gsm: 0542-421 28 23

e-mail: mkazandi@yahoo.com


AK Sigorta ve Güneş Sigorta ile anlaşmamız bulunmaktadır.

22 Mayıs 2014 Perşembe

12. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi

15-19 Mayıs 2014 tarihleri arasında Antalya Rixos Sungate Otel'de düzenlenen 12. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi'nde 15 Mayıs tarihinde Atlas Salon'da "Erken doğumda progesteron kullanımı" hakkında yaptığım sunumdan bir kare.


2 Nisan 2013 Salı

Harmony Prenatal Test (Anne Kanından Çocuğun DNA Taraması)


Fetal trizomilerin taranması ve Y kromozomunun değerlendirilmesinde kullanılan son derece gelişmiş bir kan testi; Harmony Prenatal Test. Kolay, güvenli ve kesin çözüm.

Trizomi: İnsanlarda, DNA dizilerinde oluşan ve genetik bilginin taşınmasını sağlayan 23 çift kromozom bulunmaktadır. Trizomilerde ise normalde iki kopya bulunan kromozomlardan herhangi birisi üç kopya bulunur.

Harmony Prenatal Test sık gözlenen trizomi 13, 18, 21 hakkında bilgi verir.

Harmony Pretanal Test; Fetal trizomilerin araştırılması için son derece güvenli bir kan testidir. Kan alma işlemi dışında herhangi bir işlem yapılmaz.

Harmony Prenatal Test’te yalancı negatif ve yalancı pozitif sonuç oranı son derece düşüktür.

Gebeliğin 10. Haftasından itibaren rahatlıkla yaptırılabilir. Sık gözlenen trizomi 21, 18, 13 ile Y kromozomu anomalilerinin saptanması için uygulanabilir. Yumurta donasyonu ile hamile kalmış annelerde güvenle kullanılabilir. Çoğul gebeliklerde ise uygulanamaz.

Ayrıntılı bilgi için; Harmony Prenatal Tanı Testi

14 Aralık 2012 Cuma

DÜŞÜK RİSKİ OLANLAR DİKKAT!

TÜRK Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin (TJOD) Araştırma Ödülü’nün sahibi, gebelerde düşük tehlikesini önlemeye yönelik çalışmaları ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Mert Kazandı başkanlığında Uzm. Dr. Volkan Turan, Yrd. Doç. Dr. Buket Kosova, Uzm. Dr. Nur Selvi ve Araştırma Görevlisi Burçin Kaymaz’dan oluşan ekip oldu. Geçtiğimiz günlerde Antalya’da TJOD tarafından düzenlenen 9. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde büyük ödül, “Omega-3 Yağ Asitlerinin Anne ve Bebek Üzerine Etkileri” adlı araştırmaya verildi.




Prof.Dr. Kazandı şunları söyledi:

"Fetus (anne karnındaki bebek) ve yeni doğanlar, gebe kadınlarla, süt veren annelerin bu konuda uyarılması gerekiyor." Acrylamidin suda yüksek oranda çözündüğünü, fetus ve bebeklerin vücudundaki sıvı miktarının yetişkinlere oranla daha fazla olması yüzünden daha yüksek riske sahip olduğunu belirten Prof.Dr. Kazandı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fetus ve yeni doğanlarda kan beyin bariyeri erişkinlere oranla daha az gelişmiştir. Bu yüzden geçiş kolay olur, olumsuz etkiler. Sakat doğumlara yol açabilir.Gebeliğin 20'inci haftasından önce meydana gelen vajinal kanamalar ciddi düşük tehdidi oluşturuyor. Düşükler gebelikte en sık görülen sorundur. Çocuk isteyen çiftlerde gebeliğin düşük ile sonlanması ciddi psikolojik sorunlara neden olmakta, aileleri strese sokmaktadır. 20'inci haftadan önceki tüm gebeliklerin yüzde 20'sinde az ya da çok kanama görülmektedir. Bu olguların yüzde 50'sinde gebelik düşük ile sonuçlanırken, geri kalan yüzde 50'sinde ise normal devam etmektedir. Erken gebelik döneminde vajinal kanama görülmesi durumunda en sık başvurulan tedavi yöntemlerinden birisi progesteron hormonu verilmesidir. Ancak, bu tedavi yaklaşımının nedeni belli olmayan düşük tehditlerindeki etki mekanizması henüz aydınlatılabilmiş değildir. Vücutta üretilmediği için dışarıdan alınması gereken omega-3 yağ asitleri son yıllarda tıp çevreleri daha fazla ilgi göstermeye başlamıştır ve bu maddenin her geçen gün farklı bir olumlu etkisi ortaya çıkmaktadır. Düşüklerin sebeplerine ve önlenmesine yönelik omega-3 kullanılımına yönelik bu araştırmamızın ödül kazanması motivasyonumuzu olumlu etkiledi. Proje düşüklerin önlenmesinde önemli katkılar sağlayacak. "

13 Aralık 2012 Perşembe

Kızarmış Patates Hamilelere ve Bebeklere Zararlı!




Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Mert Kazandı, patatesin 140 dereceyi aşan sıcaklıkta kızartılması halinde içinde bulunan ‘Acrylamide' adlı kimyasal maddenin kanserojen özellik kazandığını söyledi.

                                     


Bu şekilde pişirilmiş patatesin herkes için riskli olduğunu belirten Doç.Dr. Kazandı, “Özellikle gebelerin, emziren annelerin hem kendi hem de bebeklerin sağlığı için büyük tehlike, fast- food gıdalardan uzak dursunlar” dedi.

Doç.Dr. Kazandı, ‘Acrylamid’ konusundaki ilk küresel uyarının 2002 yılı Nisan ayında İsviçreli bilim adamlarınca yapıldığını hatırlattı. Doç.Dr. Mert Kazandı, İsviçreli araştırmacıların kızartılmış ve fırında pişirilmiş gıdalarda, özellikle de patates cipsi ve kızarmış parmak patateslerde ‘Acrylamid’ bulunduğu açıklamalarının ilgi çektiğini, önce kuşkuyla karşılandığını hatırlattı. Doç.Dr. Kazandı, şöyle devam etti:


“Daha sonra çeşitli ülkelerden bilim adamları da benzer sonuçları ortaya koydu. Yüksey düzeyde ‘Acrylamide'nin sıçanlarda kansere sebep olduğu saptandı. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) patates ve patates püresindeki Acrylamid konsantrasyonunu azaltmak için plan açıkladı.


Dünyada son birkaç yılda ‘Acryalmide’ ile ilgili sağlık yönetimi önemli konu oldu. Alman ve ABD'li bilim adamları gebe kadınlarda ve süt veren annelerde, kansere sebep olabilen bir kimyasal madde olan ‘Acrylamide’ içeren gıdaların kısıtlanması ya da kesilmesini önerdi. Günümüzde ‘Acrylamid’ oranı yüksek yiyecekler; ısıtılmış gıdalar, özellikle patates cipsleri, yüksek ısılarda kızartılmış patates ve filtre kahve sayılabilir.”


Doç.Dr. Kazandı, bu konu hakkında Türk insanının yeterli bilgiye sahip olmadığına dikkat çekti. Doç.Dr. Kazandı, fetus (anne karnındaki bebek) ve yeni doğanların ‘Acrylamidin’ potansiyel zararlı etkilerine karşı özellikle hassas olduğu için gebe kadınlarla süt veren annelerin bu konuda uyarılması gerektiğini kaydetti. Acrylamidin suda yüksek oranda çözündüğünü, fetüs ve bebeklerin vücudundaki sıvı miktarının yetişkinlere oranla daha fazla olması yüzünden daha yüksek riske sahip olduğunu belirten Doç.Dr. Kazandı, “Fetüs ve yeni doğanlarda kan-beyin bariyeri erişkinlere oranla daha az gelişmiştir. Bu yüzden geçiş kolay olur, olumsuz etkiler. Sakat doğumlara yol açabilir.”


Doç.Dr. Mert Kazandı, ‘Acrylamidin’ 140 derecede oluşmaya başladığını, 180 derecede ise, kanserojen etkiye sahip olduğunun kanıtlandığını vurgularken, gebe ve süt veren annelerin hangi koşullarda pişirildiği bilmedikleri patates cipsi, parmak patates yememesini istedi. Kazandı sözlerini şöyle tamamladı:


“Gebelerin Acrylamide tüketiminin günde 20 mikrogramdan fazla olmaması gerekiyor. Bu da 10 gram patates cipsine denk geliyor. Acrylamide nöro-toksik bir madde. Bebeklerin zihinsel (motor-mental) gelişiminde zararlı etkilere yol açabilir, yine insanda kansere sebep olabileceğine inanılıyor. Yapılan hayvan deneylerinde Acrylamidin karserojen olduğuna ait yeterli delil var. Ancak, insan üzerinde çalışılamıyor. Gebe kadınların vücudundaki ve süt veren annelerin sütlerindeki Acrylamidin'i ölçmek için kütle spektrometresi kullanılıyor.


Genel görüş gebelerdeki bu maddenin yüzde 10-50'sinin kan yoluyla plasentadan fetusa geçtiği. Testler sütte 1 litrede 18.8 mikrogram Acrylamide olduğunu ve yeni doğan bebeğin günde ortalama yarım litre süt içmesi ile yaklaşık 10 mikrogram Acrylamide tükettiğini gösteriyor. Kızartılmadan pişirilen ya da kaynatılarak yenen patates, gebe ya da süt veren anneler tarafından sağlıklı. 140 derece ve altında kızartılmış patates çok az miktarda Acrylamide içerir ve besin olarak güvenli kabul edilebilir. Sadece yüksek sıcaklıklarda kızartılan patates veya patates cipslerinin aşırı tüketimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Bu kapsamda fast-food gıda tüketimine de dikkat edilmelidir. Eğer gebeler aş erer ya da lohusaların canı kızarmış patates isterse, evlerinde düşük sıcaklıkta kızartıp yiyebilirler.”